Güncel Bilgiler

Cahit Sıtkı Tarancı Kaç Yaşında Öldü, Nereli, Neden Öldü

Türk edebiyatına çok şey katmış olan büyük şair ve yazar Cahit Sıtkı Tarancı kaç yaşında öldü, Cahit Sıtkı Tarancı nereli, Cahit Sıtkı Tarancı neden öldü. Usta yazar hakkında merak edilen soruların cevaplarını sizin için topladık. Cahit Sıtkı Tarancı hakkında bilmek istedikleriniz makalemizde.

Cahit Sıtkı Tarancı Kaç Yaşında Öldü

Şiir seven sevmeyen çoğu kişinin bildiği Otuz Beş Yaş şiirinin yazarı Cahit Sıtkı Tarancı gerçek adıyla Hüseyin Cahit Tarancı 4 Ekim 1910 yılında Diyarbakır’da dünyaya geldi. Cumhuriyet tarihinin en önemli şairlerinden biri olan Cahit Sıtkı Tarancı 1931 yılında ise Galatasaray Lisesi lisesinden mezun oldu.

Sonrasında İstanbul’daki Yüksek Ticaret Okulunda öğrenim görmeye başlayan Tarancu 1938 yılında Paris’te Sciences Politiques’te yüksek öğrenim gören Tarancı 1940 yılında mezun oldu. Edebiyat ile ilgilenen herkesin bildiği Otuz Beş Yaş şiirini 37 yaşında 1946 yılında yazdı.

Cahit Sıtkı Tarancı 1954 yılında geçirdiği felç nedeniyle tedavi için Viyana’ya götürüldü. Viyana’da gördüğü tedavi sırasında 12 Ekim 1956’da 46 yaşında zatülcenpten(Plörezi) öldü. (Plörezi: Akciğeri saran zarın su toplaması)

Tarancı’nın yazdığı birçok şiiri ilerde bestekarlar tarafından çeşitli makamlarda bestelenmiştir.

Şiir Kitapları

Ömrümde Sükût (1933)

Otuz Beş Yaş (1946)

Düşten Güzel (1952)

Sonrası (1957)

Bütün Şiirleri (1983)

35 YAŞ ŞİİRİ

Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim:
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız

Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yasa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne donup duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.

N`eylesin olum herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında.

Cahit Sıtkı Tarancı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu